Macera peşindekilere Bedri Rahmi tablosu bedava olmasa da…
Hayatınız bir rutine oturmuşsa tükeniyorsunuz demektir. O ana kadar biriktirdiklerinizi azar azar tüketmeye başlamışsınızdır. Örneğin iki sevgili… Eğer hayatlarına heyecan katacak yeni şeylerin peşinde değillerse, ilişkileri yavaş yavaş bitiş noktasına doğru ilerliyor demektir.
Bu hayatın her alanı için geçerli. Sisteme karşı mücade etmek, kitap okumak, gitmediğiniz yerlere gitmek, yeni bir ilgi alanı geliştirmek vs. vs. Heyecan duyacağınız şeyler sizin kültürel ve sosyal düzeyinize kalmış.
İş hayatınız da buna dahil. Eğer işiniz size yeni maceralara, heyecanlara açılacak alan bırakmıyorsa ömrünüz daha hızlı tükeniyor demektir. O ana kadar kazandığınız bütün kültürel, psikolojik vb. birikim körelmeye, tükenmeye başlamış demektir.
Sanırım sahaflık en fazla heyecan alanı sunan mesleklerden birisidir. Hele hele İstanbul gibi, dikkatli iz sürerseniz sizi maceradan maceraya götürecek sanatçılarla, tablolarla, kitaplarla, kütüphanelerle, koleksiyonerlerle, farklı farklı öğelerle dolu sokaklara sahip bir kentte.
Ama bu heyecanı yakalamak için edebiyatla, sanatla ilgilenmek şart.
Yoksa İstanbul’un bir sokağında, sabah çorbanızı içtikten sonra kalkıp dükkanınıza gidip müşteri beklersiniz. Ardından 10 kitap satıp ertesi günün yemek parasını cebinize koyup eve geri dönersiniz.
Ve döngü bu şekilde devam eder. Veya çorbacıdan çıkıp yolun karşısında saat, obje, kıyafet, ayakkabı vb. bini birbirine benzemeyen eşya satan bir dükkana girip onca şeyin içinden Bedri Rahmi tablosunu yakalarsınız.
Ama şiir, sanat, kitap sizi heyecanlandırmıyorsa zaten baksanız da o tabloyu göremezsiniz. Ama av peşindeyseniz bir haftadır orada duran ve yüzlerce kişinin bakıp geçtiği tablonun üzerine atlarsınız. Ve avladığınız Bedri Rahmi tablosu hayatınızın en güzel hikayelerinden olur.
Bir de bu tabloyu alınca, dükkan sahibinin “abi arkada bir tablo daha var, kimse ilgilenmedi diye arkaya attık” diyerek size getirdiği Eren Eyüboğlu tablosu yıllarca sürecek bir heyecanı taçlandırır.
İşte geçtiğimiz yıllarda aldığımız bu tablolar şimdi yeni dükkanımızın duvarlarında… Tabii ki bu tablolara sahip olma serüveni sanatsal hazzı ve heyecanı ikiye katlıyor.
Gani BAYER / Martı Sahaf