Deniz Kuvvetleri’nden emekli 103 amiralin bir bildiri kaleme alması gündeme bomba gibi düştü ve devamında bir tartışma başlattı. Subaylar bildiri yayınlar mı?
68 Gençliği ile aynı vicdanı taşıyan 69 Subayın ortak Bildirisi:
“DEVRİMCİLER ÖLÜR DEVRİMLER SÜRER”
1968 üniversite işgalleriyle hareketlenen gençlik, Türkiye’nin her yanında devrimci bir rüzgar esmesine yol açar. Ve bu hareketlilik karşısında beklenen olur; gladyo, gençliği şiddet ile bastırma yolunu tercih eder. Vedat Demircioğlu ve Taylan Özgür gibi gençliğin sevilen yüzleri katledilir, Kanlı Pazar eylemleri ile toplumsal hareket durdurulmaya çalışılır. Sonradan Yıldız Teknik Üniversitesi adını alacak olan İstanbul Yüksek Mühendis ve Teknik okulunda makine mühendisliği bölümü öğrencisi olan Battal Mehetoğlu’da 14 Aralık 1969 tarihinde yine derin eller tarafından genç yaşta hayattan koparılır.
Gençliğin gladyo tarafından teker teker öldürülmesi devrimcilerin yoğun tepkisiyle karşılanırken, beklenmedik bir açıklama 17 Aralık 1969 tarihli gazetelerde yerini alır. Makine mühendisliği bölümü öğrencisi Battal’ın öldürülmesi bardağı taşıran son damla olmuştur genç subaylar için. 69 subay ortak bir açıklama yayınlar:
“Devrimciler Ölür Devrimler Sürer”.
Halka çağrı yapan subayların açıklaması şöyle devam eder:
“Senden yana olanları bir bir vurmaya başladılar yiğit halkım. Önce Vedat’ı öldürdüler alaca karanlıkta. Sonra Mehmet’i vurdular, sonra Taylan’ı. Sonra bir gece bir başka Mehmet, sonra bir gece bir yiğit Battal. Sandılar ki durdururuz ihanet barikatlarıyla bu coşkun seli. Sandılar ki söndürürüz salyalarımızla yanan ateşi.
Ama yetsin artık bu alçakça katliam, bitsin artık bu zulüm. Sahipsiz bildikleri devrimi, köşe başlarında yok etmeye kalkanların karşısına yeni Mehmet’ler, yeni Vedat’lar, yeni Taylan’lar dikilecektir. Bunu bilsinler, bunu anlasınlar. Meydan boş değildir. Yüreklerimizdeki ateş yeter size.
Gece yarılarında, alaca karanlıklarda gençliğe sıkılan kurşun gerçekte Mustafa Kemal’e sıkılıyor.
Mustafa Kemal’in devri bitmiştir. Ama devrimler bitmemiştir. Ve onun geleceğe çizdiği kesin çizgide sürüp gitmektedir.
‘Bütün felaketlere rağmen Türk’ün sesini işittirebileceği kanaatindeyim’ diyen Mustafa Kemal kadar devrimciyiz, milli kurtuluşçuyuz.
Yüce Türk halkı; senden yana olanları vuranlara, artık dur diyoruz ve devrimci şarkımızı bir kere bin kere daha söylüyoruz.
Ne değişir?
İsterse kesilsin devrimcilerin başları birer birer. Oysa bir yasadır bu, mümkünü yok, “DEVRİMCİLER ÖLÜR DEVRİMLER SÜRER”.
İbrahim SARIDEMİR