“Türkiye 68’i” ülkede yıllardır tartışılıyor, bu konuya ilişkin çeşitli ve birbirinden farklılaşabilen görüşler dile getiriliyor. 6 Mayıs dolayısıyla hazırlanan bu yazı, konunun daha net ve iyi anlaşılabilmesi açısından madde madde gitmeyi tercih etmiştir.
- Türkiye’de 1961-71 dönemine damgasını vuran öğrenci gençlik dinamizmini, bu dönemin belirli bir kesitinde Avrupa’da ve özellikle Fransa’da yaşanan gelişmelere atıfla “68” olarak tanımlamak doğru değildir. Başka ülkeler için böyle bir durum olabilir, ama 1968 yılı Türkiye’deki öğrenci gençlik dinamizmi açısından aynı dönemin diğer yıllarını bastıracak bir öneme ve özelliğe sahip değildir.
- Türkiye’de bu dönemin öğrenci gençlik hareketliliği, aynı dönemin genel sol uyanışının ve hareketlenmesinin bir parçasıdır. Bu genel uyanışın basit bir yansıması olmadığı gibi “yaratıcısı” ve “tetikleyicisi” hiç değildir.
- Öğrenci gençlik dinamizmi açısından bu dönemin en belirgin özelliklerinden biri, gençlik hareketinin önce Kemalizm’in sol bir yorumuyla ortaya çıkması, ardından Kemalizm’i sorgulamaya başlaması ve nihayet bu ideolojiden koparak sosyalizme ve Marksizm’e yönelmesidir.
- Bu açıdan bakıldığında, örneğin Paris 68’i siyasal örgüt fikrine uzak ve eleştirel dururken Türkiye’de gençlik tersine siyasal örgüte yönelmiş, var olan örgütleri beğenmediğinde ise kendi siyasal örgütlerini kurma yoluna gitmiştir. “Siyaset” ve “siyasal iktidar” fikrinden uzak durmak şöyle dursun, tersine iktidara yönelik siyasal mücadeleyi öne çıkarmıştır.
- Türkiye’de 1961-71 döneminde radikalleşen ve sola yönelen öğrenci gençlik, sosyalizm adına geçmişten gelen mirasla pek ilgilenmemiş, ilgilendiğinde yeterli bulmamış, böylece kendi sosyalizm fikrini gençlik dinamizminin sınırlarını aşacak şekilde geliştirme çabalarına yönelmiştir.
- Bu ilgi, en başta ve başka her şeye ağır basacak şekilde, adı nasıl konulursa konulsun Türkiye’de devrimin nasıl, hangi yollarla ve kimlerle birlikte gerçekleşebileceğine odaklanmıştır.
- Sonuçta, Türkiye sosyalist hareketi bu dönem gençliği içinden çıkan önderlerin geliştirdikleri düşüncelerle, 1920’den başlatılabilecek olan kendi tarihinde ikinci bir kuruluş dönemi yaşamıştır. Nitekim bugün Türkiye sosyalist hareketinde varlığını sürdürmekte olan en az dört çizginin tarihsel kökeni, 1961-71 döneminde, özellikle de 1968-71 kesitinde üretilenlere dayanmaktadır.
- 1961-71 döneminde başta öğrenci gençlik içinde olmak üzere geliştirilen sol yaklaşım ve eylemlilik tarzı sonucunda Türkiye sosyalist hareketinde “partili gelenek” ve “hareket geleneği” olmak üzere iki damar ortaya çıkmıştır. Aradan geçen zaman içinde kimi geçişkenlikler ve ortaklıklar yaşanmasına rağmen bu iki damar bugün de varlığını sürdürmektedir.
- Öğrenci gençliğin 1961-71 döneminde kendi belirgin rolünü oynadığı “yeniden kuruluşun” bugün gene öğrenci gençliğin dinamizmi ve eylemliliğiyle yeniden yaşanması, Türkiye sosyalist hareketinin içinde bulunduğu “üçüncü kuruluş döneminin” bir kez daha öğrenci gençliğin damgasını taşıması mümkün değildir.
Metin ÇULHAOĞLU