“Doğum büyütmez beni ölümüm kadar
Çünkü vedaları çok sesli olur
alnında aşk ve kavga ışıldayan delikanlıların
Öyleyse üstü çizilmiş meçhul katline
yağlı kementler geçiren nice şiirler yazacak yoldaşların
Sen yola düşmüş bir sloganın
en ön safında yine delikanlım,
koru sesinin yankısını…“
(Ünal Yiğit)
Bugün (23 Eylül), 68 Devrimci Gençlik Hareketinin militan önderlerinden, ODTÜ öğrencisi ve 27 Mayısçı subay Binbaşı Hasan Özgür’ün oğlu Taylan Özgür’ün, Gladyo tarafından öldürülmesinin 52’inci yıldönümü…
Taylan Özgür, ABD’nin, “Vietnam kasabı” lakabıyla ünlü Ankara Büyükelçisi Robert Kommer’in arabasının 6 Ocak 1969’da ODTÜ bahçesinde yakılması eylemine katıldığı için peşine düşen Gladyo tarafından izi sürülerek 23 Eylül 1969’da İstanbul’da öldürüldü.
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği seçimlerini izlemek için İstanbul’a gelen Taylan Özgür’ü izleyen Gladyo timi, Taylan’ı İÜ bahçesinden çıkışında önce kaçırmak istemiş; “kurbanları” ellerinden kurtulup kaçmaya başlayınca da, Beyazıt Meydanı’nda sırtından vurmuştu.
Özel Savaş (Kontrgerilla Savaşı) Uzmanı “Büyükelçi”
Robert Kommer, ABD’nin Vietnam’ı sömürgeleştirme savaşında (1955-1975) Vietnamlı yurtseverlere karşı yürütülen ve “Pasifikasyon Hareketi” adıyla anılan özel savaşın şeflerindendi.
“Pasifikasyon (pasifleştirme) Hareketi”, ABD işgalciliğine karşı direnişe katılan ve destek olan Vietnamlıları, “işkence-boğma-öldürme-psikolojik olarak çökertme-toplu olarak sürme-toplama kamplarına kapatma” gibi kirli savaş yöntemleriyle yıldırma ve etkisizleştirme savaşıydı.
Kommer Ekim 1968’de ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine atandı. Türkiye’ye kendi gelmeden ünü geldi: “Honç ho” (Vietnamca, kasap/işkenceci).
68 Devrimci Gençliğinin Kommer’i “Karşılama” Eylemleri
Kommer 28 Kasım 1968 günü Türkiye’ye geldiğinde, uçağı ilk önce Yeşilköy Havaalanına indi. Uçak, iner inmez, 68 Devrimci Gençlik Hareketi’nin simge adı Deniz Gezmiş önderliğindeki devrimci gençler tarafından çürük yumurta, domates ve taş yağmuruna tutuldu. ABD’nin Ankara’ya uygun gördüğü “pasifikasyon uzmanı” diplomat uçaktan inemedi. Yolcusunu ilk durak yeri İstanbul’a bırakamayan uçak, yeniden havalandı ve Komer’i Ankara’ya götürdü.
Kommer’in devrimci gençlik tarafından Ankara Esenboğa havaalanında da İstanbul’dakine benzer bir “tören”le karşılanacağını öğrenen polis, Ankara’nın “ağır konuğunu” konutuna (ABD Büyükelçiliğine), ancak ara yollardan, arka sokak ve caddelerden kaçırarak götürdü.
Kommer’in ODTÜ’yü “Teftişe” Gitmesi
Robert Kommer, 6 Ocak 1969’da ODTÜ’ye, üniversitenin Amerikan sempatizanı rektörü Kemal Kurdaş’ın bile gönülsüz olduğu bir “ziyaret” yaptı. ODTÜ’ye ve rektöre rağmen yapılan “ziyaret”, gerçekte bir “teftiş”ti.
Çünkü ODTÜ, 1956 yılında ABD yardımları ile ve öğrencilerinin “ABD sever” olarak yetiştirilmesi amacıyla kurulmuştu. Böyle bir üniversite ise, o yıllarda, Ankara’daki ve Türkiye’deki antiemperyalist gençlik hareketinin merkezlerinden biri olmuştu. Kommer, hem “sahipliğini” hatırlatma, hem de yapılan “nankörlüğün” hesabını sorma isteğindeydi.
ODTÜ yurtsever gençliğinin Kommer’in “sömürge müfettişi” tutumuyla yaptığı ziyarete tepkisi, Vietnam’da kazandığı “üne” denk düşen etkili bir tepki oldu.
ODTÜ gençliğinin, kaynağını dünyanın ilk antiemperyalist kurtuluş savaşını vermiş ülkenin gençliği olmaktan alan eylemine önderlik eden öğrenciler, Kommer’in “ziyaretinin” hemen ardından tutuklandılar. Tutuklanan devrimci öğrencilerden biri de Taylan Özgür’dü (Diğerleri: Sinan Cemgil, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Ulaş Bardakçı, Akın Atauz, Tuncay Çelen, İbrahim Seven, Halil Çelimli, İrfan Uçar)
ABD Büyükelçisinin Otomobilinin Yakılmasına Gladyo Tepkisi
Taylan Özgür’ün öldürülmesi, Türk Gladyo’sunun devrimci gençliğe yönelik ilk saldırısı ve Kommer’e tepki eylemlerinin intikamıydı.
Türk devleti içine yerleştirilmiş bir NATO-ABD gücü olan Gladyo/Kontrgerilla, 68 Devrimci Gençlik Hareketine olsun, 27 Mayıs sonrasında yükselen TİP eksenli antiemperyalist-demokratik harekete olsun o güne kadar, geleneksel polis gücü ve denetimindeki sivil paravan örgütlerle karşı koyma yolunu izlemişti. Sokak kaba gücü olarak kullanılan bu örgütlerin ve grupların başlıcaları, “Komünizmle Mücadele Derneği”, “Yeniden Milli Mücadele”, “İslamcı Gençlik”, “Milliyetçi Gençlik” adlarıyla anılan örgütler ve gruplardı.
Gladyo, Taylan Özgür’ü öldürme eylemiyle birlikte, doğrudan kendi profesyonel kadroları ile sahneye çıktı.
Aradan 52 yıl geçti. “Fiil” (cinayet) ve “fail(ler)”, o günden beri SİYASETEN biliniyor. Bu konuda herkesin bildiği gerçekler, o günden bugüne sayısız olayda döne döne doğrulandı.
Fakat siyaseten 52 yıldır bilinen bu cinayetin “fail(ler)i” HUKUKEN ve CEZA YASALARI bakımından hala “meçhul”!
Taylan Özgür’ü Öldüren Örgütten Fetö’ye…
1969’da Taylan Özgür’ü katleden örgüt, Küreselleşme yıllarında (1990 sonrasında) FETÖ olarak yapılandırıldı.
Fethullah Gülen’in 1960’lı yıllarda “Komünizmle Mücadele Derneği” üyesi olması ve “komünizme karşı mücadele” konusundaki ilk eğitimini bu Gladyo denetimli örgüt içinde alması, bir rastlantı değildi.
1980’lere kadar Gladyo’nun dünyadaki ve Türkiye’deki antiemperyalist ve ABD-NATO karşıtı hareketlere karşı mücadelede kullandığı ideoloji, ABD güdümlü milliyetçilikti. “Gladyo milliyetçiliği”ydi.
1980’lerde “komünizme karşı birleştirici ideoloji” olarak “Türk-İslam Sentezi” benimsendi ve “Yeşil Kuşak” projesi sahneye sürüldü. Fakat Küreselleşme atağı sürecinde, “sentez”in “Türk” bileşeninden de vazgeçildi. Milli devletleri parçalamayı hedefleyen Küreselleşme için “Türk milliyetçiliği” her an denetimden çıkma potansiyeli taşıyordu.
Sovyetler Birliği ve Sosyalizm tehlikesinin ortadan kalktığı ve Küreselleşme programının istim aldığı 1990’larda ise, Müslüman coğrafyadaki antiemperyalizme karşı ideolojik “panzehir” olarak, “İslamcılık”; Türkiye’deki özel adıyla “Ilımlı İslam” belirlendi. “Komünizmle Mücadele Dernekleri” gibi “sivil” örgütlerin yerini, Tarikat ve Cemaatler aldı. Gladyo kabuk değiştirdi ve irili ufaklı tarikat ve cemaatler içinden devşirilenlerle büyütülen FETÖ, Gladyo’nun yeni şemsiye örgütü oldu.
15 Temmuz 2016 sonrasında FETÖ’nün askeri bakımdan ezilmesi; idari bakımdan devletin FETÖ Gladyosundan temizlenmesi ve hukuki bakımdan Gladyo eylemlerinin cezalandırılması, Türkiye’nin NATO’lu yıllarında Gladyo’ya karşı başvurduğu ilk ve geniş kapsamlı temizlik operasyonunu oluşturdu.
Gladyo’ya karşı yürütülen genel hesaplaşma ve temizlik hareketinde
Taylan Özgür cinayetinin failleri konusu eylemci/suçlu bireyler boyutuyla artık kapanmış durumda (zaman aşımı). Fakat bu cinayetin hukuksal boyutu ve örgütsel-idari kökleriyle aydınlatılması sağlanmadığı sürece, genel hesaplaşma ve arınma hareketi tamamlanmış olmayacaktır.
Hesaplaşma ve arınmamın tamamlanmadan tıkanmasına yol açan nedenlerden biri, tıpkı “FETÖ’nün siyasi ayağı” konusunda olduğu gibi “sonuna kadar gidilmesi” halinde, AKP, MHP, İYİ P gibi partilerin “büyükleri” ve “ağabeyleri” içindeki “Kanlı Pazar mücahitleri”ne ve benzerlerine ulaşılacağı gerçeğidir.
Ergenekon-Balyoz tertipleri sırasında birileri “sonuna kadar gitmek”ten söz etmişti. O Gladyo tertiplerinde “sonuna kadar” da gidilmekle kalınmadı. Sahteliği gülünç ve akıl dışı boyutlara varan belgelerin üretildiği aşama olan “daha ötesine” de geçildi. Ama Taylan Özgür cinayetinden FETÖ tertip ve darbelerine uzanan Gladyo eylemlerinin üstüne gitmede, her aşamada ayrı bir tıkanma yaşandı bugüne kadar. Bugün de yaşanıyor. Tıkanmaların ana kaynağı ise, ideolojiktir.
Gladyodan Arınma Aynı Zamanda Bir İdeolojik Arınma İşidir
Gladyo’dan ve onun 2000’lerdeki örgütü FETÖ’den arınma işi aynı zamanda ve esas olarak bir ideolojik arınma işidir. Devletin ve toplumun Gladyo ideolojilerinden arındırılması işi…
Bu ideolojik arınmaya en başta, FETÖ’den arınma mücadelesinde devleti ve toplumu yöneten siyasi gücün ihtiyacı var. Adıyla analım, AKP ideolojik ve örgütsel bakımdan FETÖ’nün ve Gladyo’nun beslendiği aynı ideolojik kaynaktan beslendiği sürece, ne kendini onlardan arındırabilir, ne de Türkiye’nin FETÖ ve Gladyo’dan köklü arınma işine önderlik edebilir.
Gerek devletin ve toplumun arındırılması, gerekse bunları yöneten siyasi gücün arınması, Gladyo’nun yaratıcısı ve koruyucusu Atlantik-NATO sisteminden Taylan Özgür’lerin uğruna mücadele ettiği “Kemalist Devrimi tamamlama” hedefiyle köklü bir kopmayı gerektirmektedir.
Taylan Özgür cinayetine, Kanlı Pazar (1969), 1 Mayıs (1977) ve Ergenekon-Balyoz tertiplerine, 12 Mart-12 Eylül-15 Temmuz darbelerine karşı mücadelelerle kat edilen yol, ancak bu böyle bir devrimci kopuşla tamamlanabilir.
Bu yolda yürürken, denetimine aldığın yargı organları marifetiyle, FETÖ ve Çiller Özel Örgütü’nü ve bunlar üzerinden ABD’yi hedef almış 28 Şubat’ı cezalandırmak, Gladyo’nun bir kesimine selam vermektir. Gladyo’ya, bu kez başka kılıkta “iş görmesi” için davetiye çıkarmaktır.
52’inci ölüm yıl dönümünde, gençliğimizin “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” şehitlerinden Taylan Özgür’ü bu bilinç ve deneyimle anıyoruz.
Arslan KILIÇ
23 Eylül 2021