Geçtiğimiz günlerde Ankara Üniversitesi Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde görevli öğretim üyelerinin iktidarı uyaran bildirisi yayınlanmıştı.
İktidara bir uyarı da İstanbul’dan geldi. İstanbul Üniversitesi’nin 42 öğretim üyesi dün bir bildiri yayınlayarak Demirel’i uyardı.
Yurtseverliğin Gereği
Laikliğin önemine vurgu yapan bildiri şöyle:
“İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakülteleri öğretim üyelerinin, bir süredir yine düşündürücü olmaya başlayan laikliğe aykırı davranışlarla ilgili bildirisini desteklemeyi ilmin ve yurt severliğin kaçınılmaz bir gereği bilmekteyiz.
Atatürk Devrimleri nasıl Anayasamızın temel dayanağı ise, laiklik de, çağdaş uygarlığa erişebilmemizin mutlak şartı olarak, o devrimlerin ortak ana temelidir. Bu sebeple Anayasamız ve kanunlarımız tarafından açık ve kuvvetli teminat altına alınmıştır.
Kaygılıyız
Oysa ki, bu tartışma kabul etmez uygarlık şartını ve kanuni teminatı hiçe sayan gerici zihniyetin devlet idaresinde tekrar canlanmaya başladığını, demokrasinin amansız kanseri olan demagojinin yalnız rejimimiz için değil, milli varlığımız için de vahim bir tehlike taşıyan din sömürücülüğü şekli altında politika pazarına tekrar sürüldüğünü derin bir esef ve kaygı ile görmekteyiz.
Milletimizin bütününe ait kutsal duyguları siyasi parti çıkarlarının ve siyasi ihtirasların aleti ve oyuncağı haline sokmak Anayasa düzenimize ve milli menfaatlerimize hatta varlığımıza olduğu kadar dine karşı da yapılabilecek kötülüklerin ve saygısızlıkların en büyüğüdür.
Laik Türkiye Cumhuriyeti hükümetini temsil eden, kişisel dini duyguları ile resmi sıfatını titizlikle ayırma sorumluluğunu birinci derecede taşıyan Sayın Başbakan’ın bunları bilmez görünmesi büsbütün üzücü ve gelecek hakkında ciddi kaygılar uyandırıcıdır.
Din Sömürüsü
Din sömürücülüğünü düşünce ve vicdan hürriyeti ile maskeleme gayreti bu hürriyetleri savunmak değil, bilerek soysuzlaştırmaktır. “Bildirinin çok moda olduğunu” söylemek ise ciddi memleket davalarının ve gittikçe ağırlaşma eğilimini gösteren buhran belirtilerini pek hafife almaktır.
27 Mayıs’tan evvel bol bol tecrübe edilmiş olan ve politikacılara da memlekete de ağır hüsranlara ve büyük ıstıraplara mal olduğu bilinen metotlarda ve zihniyette direnmenin gerçek yurtseverlik ve sorumluluk anlayışı ile asla bağdaşamayacağını ve tehlikeli bir tutum olduğunu kamu oyuna duyurur ve sorumluları en iyi niyetle ve önemle uyarırız.”
Bildiriye İmza Koyan Öğretim Üyeleri
Profesörler: Hüseyin Nail Kubalı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya, Lütfi Duran, Ziya Umur, Haydar Arseven, Halid Kemal Elbir, Feyzi N. Feyzioğlu, İsmet Sungurbey, Edip Çelik, Sami Okay, Selahattin Sulhi Tekinay, İsmet Giritli, Yılmaz Altuğ.
Doçentler: Nihal Uluocak, Aytekin Ataay, Ferih Bedii Tongsir, Öztekin Tosun, Tarık Özbilgen, Orhan Aldıkaçtı, Aydın Aybay, Ergun Özsunay, Çetin Özek.
Asistanlar: Server Tanilli, Bülent Tanör, Erdoğan Teziç, Murat Sarıca, PertevBilgen, Mehmedcan Köksal, Öğet Davran, Sait Güran, Necla Giritlioğlu, Mustafa Dural, Özer Eskiyurt, Yıldızhan Yayla, Türe Uçaer, Yücel Sayman, Taner Beygo, Ersan İlal, Esin Örücü.
Kaynak: Akşam Gazetesi / 3 Şubat 1966 Perşembe