Türkiye sosyalist hareketinde “Kızıldere katliamı” olarak bilinen olay sonucu 30 Mart 1972 yılında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ın idamlarını önlemek için eylemlilik kararı alan Mahir Çayan önderliğindeki 10 devrimci Niksar’ın Kızıldere Köyü’nde saklandıkları evin güvenlik güçleri tarafından basılması sonucu çıkan çatışmada öldürüldüler. Aradan geçen 49 yılda da her 30 Mayıs’ta Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp anılmaktadır. Kızıldere’de ölen devrimciler üzerine de sayısız ağıtlar yakıldı ve gözyaşları döküldü.
Kızıldere’ye Giden Süreç…
Türkiye’de 68 kuşağı öğrencileri sosyalist ve tam bağımsız Türkiye hedefiyle halka bütünleşerek kitlesellik düzeyine ulaşmıştı. Neredeyse her gün okullarda boykotlar gerçekleşiyor sokaklarda da eylemler düzenleniyordu. Yine bu yıllarda işçi sınıfı grevleriyle, Türkiye İşçi Partisi de parlamentodaki muhalefetiyle ülkeyi sarsıyordu.
12 Mart Askeri darbesine giden süreçte de devrimci öğrencilere yönelik saldırılar yoğunlaşmıştı. 12 Mart Askeri Darbesi’nden sonra da devrimcilere ve aydınlara yönelik bireysel terör ve suikast girişimleri artmıştı. Bu süreçte Mahir Çayan ve arkadaşları Türkiye Halk Kurtuluş Partisi (TKHP) adlı bir yapılanmaya gittiler.
1971 yılında da çeşitli eylemlerden sonra Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, Kamil Dede ve Oktay Etiman İstanbul’a gelerek faaliyetlerini buradan yürütmeye karar verdiler. Türk Ticaret Bankası soygunu ve işadamları Talip Aksoy ile Mete Has’ın kaçırılıp fidye istenmesi eylemlerinden sonra 17 Mayıs 1971 günü Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir tarafından İsrail Başkonsolosu Ephrahim EIrom kaçırıldı. Hüseyin Cevahir ile birlikte Mahir Çayan bu olaydan sonra sığındıkları bir evde kuşatıldılar. Çıkan çatışmada Hüseyin Cevahir öldürülürken Mahir Çayan ise yaralı olarak yakalandı. Yargılamalarda savunmaların yapıldığı sırada ise 29 Mart 1971 günü Ziya Yılmaz, Cihan Alptekin, Ulaş Bardakçı ve Ömer Ayna Maltepe Askeri Cezaevi’nden firar ettiler. Ardında da tüm İstanbul’da geniş çaplı aramalar başladı. Bu aralamalar sırasında Ulaş Bardakçı Arnavutköy’de kaldığı evde girdiği çatışma sonucu öldürüldü. Mahir Çayan ve arkadaşları da aramaların sıklaşmasından sonra İstanbul’dan Karadeniz’e geçmeye karar verdiler. Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü ve THKO’lu Cihan Alptekin ile Ömer Ayna makarna yüklü bir kamyonun arkasına gizlenerek ilk önce Fatsa’ya ulaştılar. (1)
Burada ise Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan hakkında Anayasa Mahkemesi’ne CHP’nin idamların durdurulması için yaptığı itirazın sonuçları beklenecekti. Eğer idamların onayı kararı çıkar ise idamları durdurmak için Ünye’de radar üssünde bulunan üç İngiliz teknisyen kaçırılacaktı. Ordu’da yapılan aramaların sıklaşması ve idamların önlenmesinin yasal yollarının kapanması üzerine Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ertuğrul Kürkçü, Hüdai Ankan üç İngiliz teknisyeni kaçırmaya karar verdiler. Teknisyenler kaçırıldıktan sonra ise istikamet diğer arkadaşlarının bulduğunu Niksar’ın Kızıldere Köyü olacaktı. Teknisyenlerin kaçırılmasından sonra 25 Mart 1972 tarihli ve “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Parlamentosu ve Hükümeti’ne” başlıklı bir bildiri yayınlandı. Bildiride Deniz Gezmişlerin idamlarının durdurulması istenirken şu üç şarttan bahsedildi:
1.İnfazlar derhal durdurulacak
2.Hiçbir yurtsever ve devrimci asılmayacak.
3. En çok 48 saat içerisinde bu konuda Türkiye radyolarından infazların durdurulduğu hakkında yayın yapılması şarttır. (2)
Soğuk ve rüzgarlı bir kış günü Kızıldere’ye yanlarındaki teknisyenlerle birlikte varan grup önce köydeki ağıllarda saklandılar. Bu sırada ise Niksar’da bağlantı kurulan kişiler ele geçirildi. Ardından da Kızıldere Köyü binlerce asker ve polis tarafından ele kuşatıldı.
30 Mart 1972
Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere Köyü’nde saklandıkları yer ile ilgili olarak yapılan tarif ise muhtarın evinde veya çevresinde olduklarına yönelikti. Kaldıkları muhtar evinin ve köyün sarılması üzerine Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Ankan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna teslim olmayı ret ettiler.
Daha sonra ise saat 14:00 sıralarında görüşme yapmak üzere Mahir Çayan ve üç kişi çatıya çıktı. Çatıya çıktıklarında makinalı tüfeklerle ateş açılması sonucu Mahir Çayan başına aldığı bir kurşunla öldü. Bu ateşin neden açıldığı ise bugün bile bilinmemektedir. Ardında da çıkan çatışma sırasında 9 devrimci ile üç İngiliz teknisyen öldü. Ertuğrul Kürkçü ise daha sonra sağ olarak yakalandı.
Mahir Çayan’ın Kısa Biyografisi
Dönemin gençlik önderleri arasında teorik bilgi birikimiyle ve eylemci kimliğiyle öne çıkan isim olan Mahir Çayan 14 Ağustos 1945 yılında Samsun’da doğdu. 30 Mart 1972’de Kızıldere’de öldürüldüğünde ise ismi yüzbinlerce çocuğa verildi. Bugünde Türkiye’deki sosyalist hareketler eylemlerde onun resimlerini taşımaktadır. Memur bir ailen çocuğu olan Mahir Çayan üniversite öncesi eğitimini İstanbul’da tamamladı. 1963 yılında da İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi.
Üniversitedeki gençlik hareketleri içerisinde yer alan Mahir Çayan Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye olduktan sonra Fikir Kulüpleri Federasyonu’na (FKF) katıldı. 1965 yılında da FKF’nin başkanlığı yaptı. Bir sürede Fransa’da kaldı. Fransa’da sosyalizme ilişkin görüşleri pekişti ve 68 kuşağının ilk ateşi yaktığı yer olan Fransa’daki eylemleri yakından izledi. Türkiye’de o dönem sol içerisinde başlayan Sosyalist Devrim- Milli Demokratik Devrim Tartışmalarında ise Milli Demokratik Devrim düşüncesini benimsedi. (3)
TİP’in Zonguldak Ereğli’deki çalışmalarına katılan Mahir Çayan bu yıllarda Sadun Aren’i eleştiren yazılar yazmaya başladı. Yine bu yıllarda teorik açıdan Türkiye solunda önemli tartışmalar yürütmeye devam etti. 1971 yılında ise bir grup arkadaşıyla birlikte TİP’in kongresine katılmayarak “Proleter Devrimciler Alternatif Toplantısı” adlı başka bir oturum düzenledi. Bu oturumundan sonra Mahir Çayan ve arkadaşları TİP ve Mihri Belli ile olan bağlarını tamamen kopardıklarını açıkladılar. Ardında da bu grup Türkiye Halk Kurtuluş Partisi (TKHP-C) adlı yapılanmayı oluşturdu.
Mahir Çayan ise bu yapılanmayı ideolojik olarak şekillendiren kişi oldu ve yapılan eylemlere de birebir katıldı. 1971 yılında İsrail Başkonsolosu Efraim Elmor’u Ulaş Bardakça ve Hüseyin Cevahir ile birlikte kaçırdı. Bu olaydan sonra yapılan aramalarda çıkan çatışma sonucu yaralı olarak yakalandı. Başlayan yargılamadan sonra Kasım 1971 yılında kazılan bir tünelle cezaevinden kaçtı. Bir grup arkadaşıyla Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ın idamlarını durdurmak için Ünye’de üç İngiliz askerini kaçırdı.
Ve 30 Mart 1972 yılında Mahir Çayan 9 arkadaşıyla birlikte Kızıldere Köyü’nde öldürüldü.
Ulaş ÜSTÜNDAĞ
ulasustundag.wordpress.com
Kaynakça:
1. Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, 1988, s. 2185- 2118
2. Turhan Fevzioğlu, Mahir, Gökkuşağı Yayınları, Haziran 1996, s. 524, 2185
3. 3.İnönü Alpat, Türkiye Solu Sözlüğü, Siyah Beyaz Kitap, İstanbul, 2012, s. 336-238