68’in kitlesel eylemleri yavaş yavaş sona ermiş. Sıkıyönetim tarafından ülkenin her yerinde olağanüstü hal ilan edilmiş ve her ev, her barınak sürekli baskınlara maruz kalmış. Mahir Çayan ve yoldaşları Kızıldere’de katledilmiş. Deniz Gezmişler ise darağacından korkmadan her şart altında mücadeleye devam ediyor.
“Türkiye’de Militan Komünist Örgütleri ve Gençliğimizi Aldatma Taktikleri”
İşte tüm bunlar olurken Başbakanlık bir psikolojik savaş hamlesi yapıyor: Gençliği ve toplumu, devrimcilerden uzaklaştırmak için “Gençliğimizi Aldatma Taktikleri” alt başlığıyla 33 sayfalık bir kitapçık yayınlıyor. Birinci Ordu ve Sıkı Yönetim Komutanlığı notlarından faydalanılarak hazırlanan bu kitapçık, Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü imzasıyla 1972 yılında her yerde dağıtılıyor. Bu kitapçığı hazırlayanların tek amacı ise devrimcileri dış bağlantılı, demokrasi düşmanı, terörist faaliyet yürüten bir grup olarak göstermek. Kısacası, devrimcilere toplumsal desteği kesmek.
Dış Bağlantılar ve 1961 Anayasası
Başbakanlık yetkililerine göre devrimcileri halkın gözünden düşürmek için ortaya konulabilecek ilk yalan; dış bağlantı. Türkiye’de 70’li yıllarda iktidar koltuklarında oturanlara göre gençliğin toplumsal konulara eğilmesinde suçlulardan biri de 1961 Anayasası. Her fırsatta 61 Anayasası’nın ülkeye bol geldiğini, sosyal ilerlemenin ekonomik ilerlemenin önüne geçtiğini ifade etmektedirler.
“Bugün saf dışı edilmeye çalışılan ve özellikle son altı ay içinde belkemiğine darbe indirilen anarşik olaylar da yine mahut dış merkezlerin kıpırdanışları ile meydana gelmiştir… Bu stratejiyi 1961 Anayasası’nın vermiş olduğu geniş özgürlük anlayışını ustalıkla tahrif eden kökü dışarıda bir zümre aracılığı ile Türkiye’de geliştirme çabalarına girişmişlerdir”.[1]
“1961’den bu yana Türkiye’de komünizm faaliyetleri, bundan önceki yarım yüzyıla oranla çok daha ileri derecede aşamalar kaydetmiştir. 1963 yılında aktif hale gelen bu faaliyetler, 1965 yılında siyasi çekişmelerden geniş ölçüde yararlanmış, 1967 yılında etkin bir örgütlenme yoluna gitmiş, 1968’de öğrenci olayları olarak belirmiştir. 12 Mart 1971 öncesi dönemde ise, önce yurdun bütünlüğünü bozmak ve daha sonra da devletin temellerini kökünden sarsarak yıkmak gibi bir amaç güden Marksist, Leninist, Maoist, Castroist gibi aslında aynı anlamda olan komünist kesimleri yönünde şiddet hareketlerine dönüşmüştür.”[2]
Türkiye’deki Çeşitli Komünist Örgütler
Başbakanlık tarafından yayınlanan kitapçık, sol örgütlerin dış bağlantılı oldukları yalanını yazdıktan sonra da Türkiye’de faaliyet yürüten örgütleri Sıkıyönetim komutanlığı verilerine göre ele alıyordu.
Hikmet Kıvılcımlı Grubu
“Ölü Hikmet Kıvılcımlı, klasik Marksist – Leninist ilkelere bağlı idi. Hayatta iken çengel atmak suretiyle kendine inanır hale getirildiği gençlerden bir örgüt meydana getirebilmişti. Kıvılcımlı halkı kışkırtmanın ön planda geldiğini savunurdu ve ordunun devrimci eylem için kullanılabilecek bir araç olduğu fikrini taşırdı.”
“THKO ve THKC’nin eylemleri ile yaratılan anarşik ortamı kendi sempatizanlarının teşkil ettiği eylem grupları ile daha da karışık hale getirerek ve fırsattan istifade ile kısa yoldan ‘proleter ihtilali’ gerçekleştirmeyi hedef tutmuştu.”[3]
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)
“Bu üyeler aynı zamanda Türkiye İşçi Partisi’ne kayıtlı olup, parti içinde çalışmalarda da bulunmuşlardır. Ancak bunlar, bir süre sonra Türkiye İşçi Partisi içinde beliren, Türkiye’nin koşullarında Sosyalist Devrim Stratejisi mi geçerlidir? Yoksa Milli Demokratik Devrim Stratejisi mi geçerlidir? tartışmalarında, Milli Demokratik Devrimi benimsemişler ve bu tutumlarından dolayı çoğunluk olarak partiden çıkarılmışlardır.”
“Türkiye halk Kurtuluş Ordusu militanlarında Marksist – Leninist nitelik aranmaz. Anti-emperyalist ve Anti-feodal görüşleri taşımaları yeterlidir. Marksist – Leninist görüş, hareketi yürütecek liderlerce daha sonra eylem içinde telkin edilecektir.”
“Örgütte silahlı mücadele fikri hakimdir. Ülküsel, siyasal ve ekonomik mücadele ikinci planda gelmektedir. Bu amaçla, askeri eğitim görmek üzere, ikişer, üçer kişilik gruplar halinde Filistin gerilla örgütlerine gitmişler, burada fikir ve beden eğitimleri yapmışlar, bu örgütlerin para ve silah yardımlarını sağlamışlardır.”
“Bu anarşistlerin bir kısmı yurda dönüşlerinde yakalanmış ve tutuklanmışlardır. Tutuklu bulundukları süre içinde aralarında fikir tartışmaları olmuş ve sonunda köylüyü pratik yoldan bilinçlendirmek suretiyle, kırlardan başlatılacak silahlı mücadele ile şehirlerin zaptedilmesi görüşü belirgin hale gelmiştir.”
“… Böylece, THKO’nun temel mücadele alanı kırsal yöreler olmuş, bütün güç ve çabalarını buralara yöneltmişlerdir”
“Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun belirli bir merkez komitesi olmadığı gibi belirli bir lideri de yoktur.”[4]
Deniz Gezmiş’in Liderliği
Kitapçığı hazırlayanlara göre örgütün liderliği Deniz Gezmiş şahsında oluşmasın diye eylemlere THKO imzası atılıyormuş.
“THKO’nun, Latin Amerika usulü sayıları 3-10 kişiden teşekkül eden hücrelerle banka soygunu, fidye ve gasp şeklinde oluşturdukları şehir eylemlerinin amacı, kırsal yöredeki hareketin maddi karşılığını sağlamak ve silahlı propaganda yapmaktır… Deniz Gezmiş’in liderliğe doğru kayışını önlemek için bir bildiri yayınlayarak bu eylemleri gerçekleştiren örgütün THKO olduğunu ilan etmişler, temel ilke ve amaçlarını açıklamışlardır. Böylece THKO ismi ilk defa ortaya çıkmıştır.”
“THKO halen varlığını korumakla birlikte, özellikle lider durumunda olanları ele geçirildiğinden faaliyeti gittikçe sönmektedir… Görünüşe göre, etkinliğini eylem düzeyinde koruyan örgütlerden birisi olup liderinin kim olduğu açıklık kazanmamıştır.”[5]
Kitapçığın bir çok yerinde iş dönüp dolaşıp dış yardıma getiriliyor.
“Kır gerillası köylü ve ağa ilişkileri üstünde duracak ve çıkacak olaylarda köylülerin yanında olacaktı. Böylece köylünün sempatisi ve güvenlik kuvvetlerine karşı desteği kazanılacak ve daha sonra Türkiye çapında bir gerilla hareketine başlanacaktı. Kurtarılmış bölgeler ilan edilecek fiili dış yardım sağlanacaktı.”[6]
THKO ile THKP-C Arasındaki Fark
“THKO, örgüt anlayışı, kır ve şehir harektlerine verilen ağırlık yönünden Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi ile farklı görüşlere sahiptir. Ancak eylem düzeyinde THKC ile birleşme fikrini benimser. Bu husus kaçma ve Kızıldere olaylarında gerçekleşmiştir.”[7]
“THKC ve THKO aynı kökten gelmiş, ancak tamamen değişik stratejileri benimsemiş iki ayrı örgüttür. Geçmişlerindeki birlikleri ve her ikisinin de asıl yönetimlerinin dışarıda olması bu iki örgütün, tutukevinden kaçma ve Kızıldere olaylarında olduğu gibi eylem düzleminde birleşmelerini mümkün kılmıştır. Bugün için THKP ve THKO birinci aşamayı tamamlayamadan teori ve pratikte yetişmiş militanlarının pek çoğunu kaybetmiştir.”[8]
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi ve Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi
“Mihri Belli’nin temsil ettiği Aydınlık grubundan bir açık mektup yazarak ayrılan dört kişiden Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü ve Münir Ramazan Aktolga Ocak 1971 başlarında, THKP ve THKC’yi kurmuşlar ve kendileri de bu partinin merkez komitesini teşkil etmişlerdir. Açıklanmamakla birlikte partinin lideri Mahir Çayan’dır.”
“Bunlar esas itibarıyla Marksist – Leninist bir temel üzerine oturtulmuş, Narodnizm esaslarını klavuz olarak benimsemişler ve Milli Demokratik Devrim stratejisini uygulayarak kanlı bir halk savaşını öngörmüşlerdir.”
“Bu strateji için dört aşama kabul edilmektedir. Bunların ilki büyük şehirlerde yürütülecek gerilla savaşıdır. Diğer aşamalar, yürüttükleri savaşı yurt çapında yayarak hareketin kırsal alanda başlatılması, kırsal yörede üs bölgelerinin oluşturulması ve savaş içinde kendi deyimleri ile gerilla kuvvetlerinin düzenli orduya dönüşerek Milli Demokratik Devrimi başarıya ulaştırmasıdır.”
“Türkiye Halk Kurtuluş Partisi, emekçi sınıf (proleterya) savaşını ideolojik, siyasal ve ekonomik alanlarda aynı anda yürütmeye çalışır.”[9]
THKP-C ile ilgili yönetim ve merkez kurulları hakkında bilgi verildikten sonra emir komuta zinciri hakkında da kitapçıkta şöyle açıklamalar yapılmaktadır:
“…THKC, THKP’nin emir ve komutasında her türlü eylemleri yürütür. Seçkin militanlardan oluşmuştur. Vurucu kuvvetleri ve hücreleri bünyesinde bulundurur.”
“THKP ve THKC’de silahlı mücadele, siyasal birliğin kontrolündedir. Böylece siyasal ve askeri liderliğin birliği esas alınmıştır.”[10]
Proleter Devrimci Ayrınlık (PDA)
“Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun (FKF) Dev – Genç’e dönüşmesi ile Sosyalist Aydınlık çevresinde toplanan bazı kişiler, Doğu Perinçek’in önderliğinde, Mihri Belli’den muhtemelen dış etkenlerin itimi ile koparılmışlardır. Bu kopma sonucu Perinçek grubu ( Vahap Erdoğdu, Halil Berktay, Erdoğan Güçbilmez) daha önce çıkardıkları İşçi – Köylü Gazetesi ile sonradan çıkardıkları Proleter Devrimci Aydınlık Dergisi etrafında toplanmışlardır.”
“PDA örgütü faaliyetlerini 5 ana safhada toplamıştır:
1.İşçi kesimi içinde yapılan çalışmalar,
2.Köylü kesimi içinde yapılan çalışmalar,
3.Gençlik kesimi içinde yapılan çalışmalar,
4.Diğer kesimlerde yapılan çalışmalar,
5.Yayın çalışmaları.”
“PDA örgütü gizlice basıp dağıttığı İşçi – Köylü Gazetesi’nden ayrı olarak Şafak adlı örgüt dergisini de yurt dışında basıp yurt içinde yayma çabasını göstermiştir. Gerçekten, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çoğaltılan Şafak gazeteleri Batı Almanya’da bastırılıp çeşitli yollardan yurt içine sokulmakta ev dağıtılmaktadır.”
“PDA militanları Söke Bölgesi’nde, Beşparmak Dağları’ndaki mağaralarda bir süre barınmışlardır. Yapılan baskınlarda söz konusu yerlerde bol miktarda silah, cephane, zararlı yayın, yiyecek ve ilaç bulunmuştur.”
“Komünist Çin’de Türkçe olarak basılan Mao’ya ait kitapları Türkiye’ye getirerek dağıtılmasını sağlayan örgüt, Şafak yayınları paralelinde ‘İhtilalci Gençler Birliği’ adlı anarşiyi tahrik edici bildiriler de yayınlamıştır.”
“12 Mart’tan sonra PDA örgütü, tüzüğünün sonradan hazırlanacağı belirtilerek illegal olma kararına vardı. Partinin kuruluşunda Endonezya Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin kararlarının aynen benimsendiğine dair sanık ifadeleri mevcuttur. Ayrıca Brezilya ve Filipinler Komünist Partileri ile Çin Komünist Parti Teşkilatlarını andırı bir örgütlenmeye gittikleri görülmüştür.”[11]
Doğu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO)
“…Bu örgüt daha önce sayılan bütün sol örgütlerle temas ve işbirliği halinde çalışmalarını yürütmektedir. Amaçlarına ulaşmak için diğer örgütlerle geniş ölçüde ortaklaşmaya gitmekle birlikte geleceğe ilişkin düşüncelerinde bazı farklar mevcuttur. Bu farkların en önemlisi milliyet ayrılığı hakkında bir takım sapık fikir ve inançlardır.”
“Bu örgütün amaçları; komünist ihtilali gerçekleştirmek, ırk ayrımını körüklemek, anadolu’nun bir kısmını da kapsayan yeni bir devlet kurmak, bu amaca ulaşmak için halkı kandırıp ayrılığa sürüklemek, kurulu düzeni sarsıp yıkmak için her türlü harekete girişmek olarak özetlenebilir.”[12]
Gülten Çayan (Savaşçı)
Başbakanlığa göre Gülten Savaşçı’nın idamları durdurmak için gösterdiği gayrette bir dış bağlantı olarak aktarılmaktadır.
“Unutulmamalıdır ki Mahir Çayan’ın eşi Gülten Savaşçı (Çayan) da o tarihte Paris’te öğrenci idi ve her ay devlet kendisine 1.179NF karşılığında 3.123 TL para ödüyordu. Gülten Savaşçı, Türkiye’de tutuklanan eşkiyaların serbest bırakılmasını sağlamak amacı ile açlık grevleri için Paris’in aydın çevresinde çalışmalrda bulunmuş, idamlar aleyhine protesto faaliyetlerini yönetmiş, Filistin’e giderek Filistin Kurtuluş Teşkilatı’nın yardımlarını sağlamış, eşkiyalara bazı teknik gereçler, makyaj gereçleri ve döviz sağlanmıştır.”[13]
Şafak Dergisi
“Mehmet Ali Gerçek adlı şahıs, Berlin’de yıkıcı faaliyetlerine devam etmektedir. Şafak dergileri ile Almanya’nın Sesi adlı dergiler aracılığı ile işçi ve öğrenci kesimi arasında Marksist – Leninist ve Maoist örgüt genişletilmekte ve bu yayınlar Türkiye’ye gizli yoldan sokulmaktadır. Şafak dergileri, Yurtsever Birleşik Cephe tarfından birçok dillere çevrilerek dağıtılmış ve ‘Yurtseverleri faşist cellatların pençesinden kurtarmak için İleri’ sloganı ile genişletilmek istenmiştir… Yıkıcı militan örgütlerin dıştan etkilendikleri ikinci bir kanun dışı yayın da ‘Türkiye’de Kurtuluş’ adlı dergidir. Bu dergi Avrupa Türk Toplumlar Federasyonu tarafından çıkarılmaktadır.”[14]
“Memleketimizde görülen bu hareketler, aslında pusuda bekleyen dış merkezlerin, yeraltı örgütlerinin, komünistlerin, 1961 Anayasası’nın iyi niyetli, hürriyetçi ve demokratik niteliğini kötüye kullanarak, gençliği harekete geçirmelerinden başka bir şey değildir.”[15]
Sağcılar, Sol Örgütleri Yok Etmek İçin Kullanıldı
68’in yükselen devrimci dalgasını durdurmak için ülkücü ve muhafazakar gençliğin kullanıldığı bilinen bir gerçekti. Bu bilinen gerçeği o zaman Başbakanlık da kendi raporlarında açıklamış.
“Bu sol örgütlerin yanı sıra ülkemizde dikketi çeken bir diğer akım da aşırı sağdır. Bunda da dış merkezlerin etkisi görülmekle birlikte, faaliyetleri daha çok fikri oluşturma ve toparlanma yönünde olmaktadır. Giriştiği eylemler ise devlet kuvvetlerine karşı değil, aşırı sola karşı bir tepki şeklinde olmuştur.”[16]
Devrimci Örgütleri Halktan Koparmak İçin Hazırlandı
Üniversite işgallerinde öğrencilerin talepleri, 6. Filoya karşı yapılan eylemler, yollarda bağımsızlık marşlarının söylenmesi, Aşık İhsani gibi halk ozanlarının sahnelere çıkması, yoksulluğun sebebinin ve çözüm yollarının anlatılması ve diğer faaliyetler, iktidar koltuklarında oturanlara göre komünistlerin halkı aldatma yolları olarak açıklanıyor. Hatta daha da ileri giderek örgütlerin gençlere ‘çengel atmak’ için onların sekse olan ilgisini kullandığını, örgüt mensupları ile evlenen kadınların onlardan boşandıktan sonra yeni üyelerini örgütte tutmak için onlarla birlikte olduğunu vb birçok akıl almaz şeyleri sıralamaktadır.
Atatürk’ün kalpaklı resminin üniversitelere asıldığını ve ancak sıkıyönetimin ilanıyla bu kalpaklı resmin indirilebildiğini de bir başarı hikayesi olarak yazıyor.
Uzun sözün kısası Başbakanlık tarafından hazırlanan bu kitapçık; devrimci örgütleri, dış bağlantılı, demokrasi düşmanı, terörist, kadını cinsel meta olarak kullanan ahlaksız bir yapı olarak göstererek halk ile arasına duvarlar örmeye çalışmıştır.
İbrahim SARIDEMİR
[1] Türkiye’de Demokrasi Saldırı Karşısında, sy.15. Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü, Ankara, 1972
[2] Sy.15.
[3] Sy.17.
[4] Sy.18.
[5] Sy.20.
[6] Sy.19.
[7] Sy.19.
[8] Sy.21.
[9] Sy.20.
[10] Sy.20.
[11] Sy. 22.
[12] Sy.23.
[13] Sy.24.
[14] Sy.24.
[15] Sy.25.
[16] Sy.25.