Filistin’e Giden Devrimcilere İşkence
Deniz Gezmiş’in idam sehpasına birlikte gittiği yoldaşları Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da Filistin’e destek için kamplara katılan devrimcilerdendi.
Yusuf Aslan, “El- Fetih’e için gittim?” başlıklı yazısında gerekçesini şöyle anlattı:
“Bugün Ortadoğu’da Amerikan emperyalizminin ileri karakolu olan İsrail’e karşı Arap halkları antiemperyalist bir savaş yürütmektedir. Bu savaş Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da ve bütün dünyada emperyalizmin baskısı altında ezilen halkların yürüttüğü devrimci kavganın bir parçasıdır.
Emperyalizme karşı yürütülen savaş, bütün dünya halklarının ortak savaşıdır. Vietnam’da, Ortadoğu’da, Latin Amerika’da emperyalizme karşı sıkılan her kurşun, aynı zamanda Türkiye halkının kurtuluşu için sıkılmaktadır.”
Hüseyin İnan ve Arkadaşları Diyarbakır Cezaevinde
Filistin dönüşü jandarmalar tarafından yakalanan Hüseyin İnan ve arkadaşları Diyarbakır Cezaevi’ne konuldu. Tutuklu genç devrimcilerin cezaevinden yaptıkları açıklama bugünden bakıldığında çok tanıdıktı:
“Bizler günlerdir ‘Diyarbakır Tıp Fakültesi’ne sabotaj yapmak isterken yakalandı’, ‘Türkiye’de sabotaj yapmak için El-Fetih’de yetiştirilen sabotajcılar yakalandı’ gibi kasıtlı, sansasyonel haberlerle kamuoyuna yansıtılan olaydan dolayı Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan devrimcileriz. Bu manşetler işbirlikçi iktidar ve polisin kamuoyundaki maksatlı, asılsız suçlamaları, tertipleridir. Hiç şüphe yoktur ki, bu tertipler de diğerleri gibi er geç iflas edecektir.
İşbirlikçi iktidar, Arap halklarının haklı mücadelesi için gittiğimiz Filistin’e ardımızdan ajanlarını göndermiştir. İleride tatbik edeceği oyunların planlarını hazırlamıştır. Yurda dönüşümüzde bizleri ustaca hazırlanmış tertiplerle yakalatıp bizi kamuoyuna ‘sabotajcı’, ‘kiralık ajanlar’ olarak tanıtmak için TRT’yi ve basını da aynı tertip içine sokmaya çalışmıştır.
150 saatten fazla işkenceye tabi tutulduk. Önceden hazırlanmış ifadeler bize imzalattırılarak suç dosyaları haline getirildi.
Güdülen amaç, Türkiye’de tüm devrimci hareketi o tertibin içine sokmak ve kitlevi tutuklamalarla bir faşist terör ortamı yaratmaya çalışmaktı. Günlerce süren işkenceler ve insanlık dışı uygulamalar, adli makamlara ‘tahkikatı derinleştiriyoruz’ şeklinde yansıtıldı. Bütün bunlar, altı günlük işkence, binlerce cop, sopa, küfür ve sayısız ifadeler, işbirlikçilerin ve ortaklarının çıkarlarını korumak içindi.
Türkiye halklarına şu noktayı kesinlikle açıklamak isteriz: Bizim şurayı ya da burayı bombalayacağımız, sabotaj yapacağımız iddiaları yalandır, kasıtlıdır, tertiptir.
Biz, dünya halklarının baş belası emperyalizme karşı çarpışan Ortadoğu halklarının haklı mücadelesini desteklemek için Filistin’e gittik. Amacımız bir taraftan Arap halklarının kurtuluşunu desteklemek, diğer taraftan Türkiyeli devrimciler olarak bize düşen görevlerin bir kısmını yerine getirmekti.” (Ant Dergisi, Nisan 1969)
İslamcılar, Filistin Sevdalısı Solculara Terörist Derdi
Her genç devrimcinin hayalini süslerdi Filistin…
Onlar, bu hayallerini gerçekleştirecek ama İsrail’in katliamına uğrayacaklardı.
Adları: Bora Gözen, Kerim Öztürk, Cafer Topçu, Ahmet Özdemir, Yücel Özbek, Ali Kiraz, Şükrü Öktü, Gürol İlban, Faik Bulut, Ali Ergün ve Hüseyin Tüysüz’dü.
Tarih: 21 Şubat 1973.
Yer: Nahr el Bared Kampı / Lüpnan
İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait savaş gemisi Türk devrimcilerinin de bulunduğu kampa ve çevresine bomba yağdırdı.
8 Türk devrimci bu saldırıda şehit oldu. Öldürülen devrimciler Filistin’deki “Enternasyonalizm ve Halkların Kardeşliği Mezarlığı’na” defnedildi.
İsrail’in saldırısında Ali Ergün ve Hüseyin Tüysüz yaralı kurtulurken, Fait Bulut esir düştü.
Ve…
Dile kolay, Faik Bulut tam 7 yıl 2 ay İsrail zindanlarında yattı; ağır işkencelerden geçti. Filistin sevdasının bedelini ödeyen Faik Bulut bugün Müslüman devletlerin neden sessizliği tercih ettiğini açıklıyor sanki:
“Biz solcular Filistin için ölürken, İslamcılar o günlerde bize ‘terörist’ derdi.”
Filistin kampında bir Türk Yahudisi
12 Mart faşizminin sıcak günleri…
Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi’nin (TİİKP) önde gelen isimleri Naif Havatme’nin Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) ile Yaser Arafat’ın El-Fetih örgütünde siyasi ve askeri eğitim görmeleri amacıyla Filistin’e gitti. Gidenler arasında Şahin Alpay, Ömer Özerturgut, Cengiz Çandar, Atıl Ant, Müfit Özdeş ve Ayhan Özer gibi isimler vardı.
Ve bir Türk Yahudisi de Filistin kamplarında eğitim görecekti.
O kişi; Sabetay Varol’dan başkası değildi.
Filistin’e gitti; İsrail ile karşı mücadele etti.
Bir Türk Yahudisinin destek için Filistin’e gitmesi Filistinlileri bile şaşırtmıştı.
Tarihimiz işte böyle yiğitlerin anılarıyla dolu…
Ve ne yazık ki kimi dinciler, tüm Yahudileri aynı kefeye koymaya devam ediyor.
Soner YALÇIN
Kaynak: Filistin’in Devrimci Türk Fedaileri, 3 Ağustos 2014, odatv4.com/makale/filistinin-devrimci-turk-fedaileri-0308141200-62589
Yazının ilk kısmını okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.