6 Mayıs 1972 yılındaki arkadaşlarımızın idamını ve de on binlerce devrimcinin ve halkın öldürüldüğü yıl dönümlerinde onları anarak, katliamları protesto ettik ve kınadık. Bugün de bu resmi cinayetin pek konuşulmayan, konuşulsa da kısaca değinilen arka planından bahsetmek istiyorum.
İlk elde idama oy veren sağ ve ‘sol’ mandacıların geçmişlerine, tarihsel arka planına yani nereden çıktıklarına değineceğim. Ülkemizde, Fransız ve Avrupa’daki devrimlerden etkilenen ve 1900’ler öncesinde başlayan sağ ve ‘sol’ kavgası, Genç Türkler kongresinde görünür olmuştu. Bu kongre sonrası ‘sol’ kanadı daha sonra İttihat ve Terakki adı ile anılacak olan meşruti monarşi taraftarları, diğer sağ kanadı da Hürriyet ve İtilaf Fırkası adı verilen, mutlak monarşi taraftarı Mandacılar oluşturuyordu.
1910 yılında darbe ile iktidara gelen İttihatçılar, muhalefette iken ilerici olan bazı iddialarını zamanla tümüyle terk ettiler. Almanya ile olan ilişkileri sonucu, ‘sol’ mandacılık siyasetini izlemeye başladılar ve sonuçta Almanya’nın yanında I. Paylaşım savaşına katıldılar. Böylece ülkemiz onların yönetiminde, 100 binlerce genç evladını ve çoğulcu-demokratik sosyal yapısını kaybetti. 1915 yılı itibariyle ülkemizde Müslüman olmayan tüm halklar (milyonlarca Ermeni-Rum- Yahudi-Keldani-Süryani vb.) katledildiler.
Bu ‘sol’ Mandacılar, 1915 yılında Paramaz ve 19 sosyalist Ermeni’yi asarak geleneksel emekçi ve demokrasi düşmanlığına devam ettiler. Tıpkı ülkenin bağımsızlığını istemeleri nedeniyle asılan Üç Fidan gibi! Mandacıların, kamuoyuna sızmayan düşünceleri şöyleydi:
Ne demek bağımsızlık! Ne demek siyasi dürüst kişilik! Görmüyor musunuz efendilerimiz her şeyi düşünüyor ve bize her türlü desteği veriyorlar. Bu ne nankörlük! Sallandırın bunları. Peki, bu işi yapan, gençlerimizi katleden, işkenceyle öldüren ve asan, ülke ve halk düşmanları kimler di? Bakalım ve görelim!
İkinci tanıtacağım arka planda da bu mandacılar yer alıyor: arkadaşlarımızın asılmasına karar veren parlamenter sağ ve ‘sol’ siyasiler yani mandacılar hala iktidardalar. Onlar ki ülkemiz ve halkımızın karşısında, fakat emperyalistlerin yanında olan halk düşmanlarıdır. İyi tanıyın onları!
Parlamentonun 1972 yılında Meclis’teki üye sayısı 450 idi ve idam oylamasına 323 milletvekili katılmıştı. 273 milletvekili, arkadaşlarımızın idam edilmesine kabul oyu verirken, 48 ret oyu çıkmış ve 2 de çekimser oy kullanılmıştı. İdam oylamasında “Süleyman Demirel, Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe, İsmet Sezgin, Alpaslan Türkeş, Barlas Küntay, Esat Kıratlıoğlu, Nuri Bayar, Orhan Öztrak, Saadettin Bilgiç, Turhan Feyzioğlu” gibi sağ mandacılar, Üç Fidan’ın idamına “evet” derken, eksik kalan oyları da ‘sol’ mandacılar tamamladılar.
CHP’den 30 milletvekili evet demişti. İdamın çıkması için 226 oya ihtiyaç vardı. Dönemin sağ mandacıları olan AP-MHP ve Güven Partisi ve diğerlerin oyları, idamın çıkmasına yetmiyordu. 28 oy eksikti! Bunu CHP’li sağcılar tamamladı. 30 oy fazlasıyla yetmişti! Bu 30 ‘sol’ satılmışı, buraya alamam ama bazılarından size bahsedebilirim.
Evet diyenlerden biri, eski İçişleri Bakanlarından Orhan Öztrak’dı. İ. İnönü ve Ecevit iktidarlarında bakanlık (Gümrük ve Tekel Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı) da yapan bu zat, devletin siyasi bürokratlarından biridir. Devletini, bağımsızlık ve sosyalizm isteyen gençleri katlederek koruyacağını sanan CHP’li mandacıların başında gelmektedir.
Diğer bir isim de Kemal Satır’dır. CHP’de uzun dönem milletvekilliği-bakanlıklar(Cunta iktidarında) ve genel sekreterlik yapan mandacı bu zat, daha sonra partiden ekibiyle birlikte ayrılmış ve Cumhuriyetçi Partiyi kurmuş ve eski CHP’li olan ve baş mandacı Turhan Feyzioğlu’nun Milli Güven Partisiyle, birleşmiştir.
Yine CHP’den, arkadaşlarımızın idamına oy veren Ali İhsan Göğüş’den size bahsetmeliyim. CHP de 3 dönem milletvekilliği ve cunta döneminde bakanlık yapan bu ‘sol’ mandacı şahıs, 1963-65 yıllarında İnönü hükümetinde turizm bakanlığı yaptı. Daha sonra CHP’den ayrılıp mandacıların diğer bir partisi Cumhuriyetçi Güven Partisine katıldı.
“Tam Bağımsız Türkiye” diyenleri katleden mandacılardan üç CHP’liyi tanımış olduk. Aslında CHP’nin içinde mandacılık yapanların hikâyesi ayrı bir yazı olacak kadar derin ve yaygın bir konu. CHP içinde arkadaşlarımızın idamına karşı çıkanlar da olmuştur. Başta İnönü ve Ecevit olmak üzere 48 ret oyu veren veya katılmayan olduğunu bir sorumluluk icabı belirtmeliyim.
Üçüncü olarak bahsedeceğim arka plan ise, Mersin’de ki 68’liler Derneğinin faaliyetleridir. Derneğin yarattığı ve bakımını üstlendiği 200 dönümlük orman alanında 2008 yılından itibaren binlerce insanın katıldığı 6 Mayıs anma toplantıları yapılmaktadır. 2009 Yılında tam 20 bin insan 6 Mayıs etkinliğine katılarak düşmanlarına korku salmıştır. Etkinliğe, CHP’li, HDP’li milletvekili ve yöneticileri, tanınmış sanatçı-yazar, 68- 78’lier, tüm sosyalist gruplar ve halkımız katılmaktadır.
Arkadaşlarımıza ağıt yakanlar, onlarla duygusal-siyasi bağlılıklarını ilan edenler, bence önce burayı ziyaret etmeliler. 10 metre boyunda ve ‘Üç Fidan’ adındaki anıtın önünde saygılarını göstermeliler.
Özetle
Kimseye umut vermek için söylemiyorum: bugün esamemiz bile okunmayabilir ama haklı olan biz komünistler-devrimciler yani işçi sınıfı ve emekçiler ve de demokrasiden yana güçler olarak, adım adım iktidara yürüyeceğiz! Bugün bu hayal olarak görülebilir. Yaratılan ağır yoksulluk, soygun ve kanunsuzluklar, onları ayakta tutan emekçilerin bilinçaltında gerekli birikimi olgunlaştırıyor. Bunu, bilince çıkartmak için hem çok çaba harcamalı hem de onların kafalarını bulandıran reformist ve sahte(mandacı) solculardan onları korumalıyız!
Arkadaşlarımıza sözümüz var! Halkımızla buluşmak için dikkatli-bilinçli ve cesur olacağız!
Arkadaşlarımızın beklediği sonucu, hep birlikte onlara ulaştırmak için herkesi mücadele saflarına çağırıyorum!
Selçuk Şahin POLAT